3 Şubat 2011 Perşembe

Hayat Dediğin...

Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir diye bir cümle okudum bir yerde. O kadar doğru ki siz sürekli planlar yapsanız da hayat her zaman bildiğini okuyor. Dünden beri düşünüyorum. Sanki 30-40 yıl daha yaşayacakmış gibi ciddiye alıyorum hayatı. Her şeyi akışa bırakmış bir şekilde erteliyorum hayallerimi. Evrene güvenip her şeyin zamanı var, gelecek, olacak diyerek geçiştiriyorum günlerimi. Oysa kontratım mı var sanki. Niye her günümü son günümmüş gibi yaşayamıyorum? Niye her şeyi ince eleyip sık dokuyorum? Niye senaryolar yazarak öyle olursa şöyle olur, böyle olursa şöyle olur gibi uzun vadeli planlar yapıyorum? Bilinmez işte... 

Zamansız ve ani ölümler insana ister sitemez bunları düşündürtüyor. Dün sabah Defne Joy Foster'ın ölüm haberini aldığımdan beri kafamda bunlar uçuşup duruyor. Bir iki gün sonra ise yine unuturum ve dünyaya kazık çakacakmışım gibi yaşamaya başlarım. Oysa hayat nefes aldığımız anların toplamından değil, nefesimizi kesen anların toplamından oluşur der Aşk Doktoru filmindeki Alex Hitch Hitchens. (Life is not measured by the breaths we take but by the moments that take our breath away) Ne kadar da doğru...

Bir de bugün bana Can Yücel'in çok sevdiğim bir şiirini yollamış arkadaşım. Tam da bu işte budur hayat dediğin...

TAM ZAMANINDA YAŞAMAK
Yemek de boş, içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.
Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.
Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.
Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.
Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.
Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki uzatasın elini bir parça.
Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.
Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.
Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.
Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.
Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.
Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.
Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.
Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.

Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI...

Can YÜCEL