13 Eylül 2009 Pazar

Çeşme'ye Doyamadım

Çok güzel bir tatilin ardından İstanbul pek buruk pek yavan geldi. Dönüp dönüp çektiğimiz fotoğraflara bakıyorum. Öyle güzel denizlerde yüzdüm ki tadı damağımda kaldı, doyamadım... Çeşme, Bozcaada diye planladığımız tatilimiz hava muhalefetinden dolayı Çeşme-Kuşadası-Foça olarak gerçekleşti. İstanbul selle boğuşurken, tüm Türkiye'nin tepesinde kara bulutlar dolanırken biz güneşi kovaladık. Ve Salı hariç her gün güneş güzel yüzünü esirgemedi bizden. Çok şanslıydık... İlk durağımız Çeşme'de 3 gün kaldık ve ben resmen aşık oldum Çeşme'ye. Bundan sonra sık sık gitmeyi planlıyorum. Bu kadar güzel deniz çok az yerde olur. Cumartesi sabahı 7'de Yenikapı'da başlayan yolculuğumuz saat 14'te Çeşme'de noktalandı. Otelimiz Çeşme merkezde olduğu için denizden 1-2 km uzaktaydı ve özel plajına arabamızla giderken gerçekten de bu kadar güzel bir denizle karşılaşacağımızı aklımızdan bile geçirmiyorduk. Ben denizi görünce resmen çığlık attım. İpek gibi bir kum, pırıl pırıl bir su... Üstelik ne soğuk ne sıcak tam kıvamında. Boyalık adı verilen bu koyu çok insan bilmezmiş. Bu nedenle Ilıca'ya çok yakın olmasına rağmen oldukça sakindi. Ertesi gün İzmir'den can dostum Burcu ve sevgilisi de bizim yanımıza geldiler. Çeşme'de yazın barmenlik yapan sevgilisinin de buranın doğru bir tercih olduğunu söylemesiyle biz 2. günümüzü de bu koyda geçirdik. Şezlongları suyun içine koyup gün boyu muhabbet ettik. Akşam hep beraber Alaçatı'ya gittik. Hem şirin hem de şık mekanların yer aldığı Alaçatı'da hep beraber yemek yedik. Alaçatı'nın neden bu kadar popüler olduğunu anlamış oldum. Çünkü mekanlar o kadar sempatik o kadar estetik ki. Zevkle, özenle döşenmiş hepsi. Kendimi bir an için Türkiye'de değil de Avrupa'da dolaşıyormuş gibi hissettim. Pazartesi sabahı kuvvetli rüzgar yüzünü gösterdi. Çeşme'nin rüzgarı zaten malum. Bir de hava bozuk olunca resmen üşütüyor. Atladık arabamıza zıpladık Ayayorgi koyuna.Yıllar önce ailemle gidip suyun rengine aşık olduğum Ayayorgi koyu son yıllarda en popüler beachlerin yer aldığı sosyetiklerin uğrak mekanı. Ama Eylül ayı olması nedeniyle oldukça boştu. Üstelik çok kuytu bir koy olduğu için yaprak kımıldamıyordu. Gazetelerden okumaya aşina olduğum iki büyük beach sezonu kapamıştı. Üstelik hem Ramazan hem de Pazartesi olması dolayısıyla koy pek bir boştu pek bir hoştu :) Yüzerken ayaklarımın altında uzanıp giden mavilik tıpkı yat turlarında konaklanan nadide koylarınki gibiydi. Çeşme'nin denizine doyamadım... Seneye yeniden gitmek ümidiyle...

Hiç yorum yok: