5 Ağustos 2009 Çarşamba

Aklıma Ne Geldi?

Şimdi size anlatacaklarım nerden aklıma geldi bilinmez ama birden çocukluğumda dinlediğim ve beni üzen üç hikaye düştü aklıma. Küçükken dedem bana bülbül ile gülün hikayesini anlatırdı. Hikaye hatırladığım kadarıyla şöyleydi: Evvel zaman içinde bir ülke varmış, bu ülkede hiç kırmızı gül yetişmezmiş. Delikanlının biri de gönlünü bir kıza kaptırmış ama kız delikanlının aşkına karşılık vermezmiş. Delikanlı da aşkından her gün erir bitermiş. Bir gün kız bakmış delikanlının vazgeçeceği yok. Aklınca bir çözüm bulmuş ve delikanlıdan aşkına karşılık kırmızı bir gül istemiş. Delikanlı aramış taramış ama hiç kırmızı gül bulamamış. Çaresizce bir ağacın altına oturup derdini bülbüle yakarmış. Bülbül genci dinlemiş ve onun bu haline çok üzülüp "Delikanlı, yarın buraya aynı saatte gel ve kırmızı gülü al demiş." Ertesi gün delikanlı bahçenin orta yerinde kıpkırmızı gülü görünce çok şaşırmış, koşarak yanına varmış. Ama gül ağacının altında bülbülün cansız bedenini görünce anlamış. Bülbül onun mutluluğu için gülü kanıyla kırmıza boyamış.

İşte çocukken dinlediğim bu hikaye beni çok üzerdi çünkü çok acırdım bülbüle. Bana ne aşktan sevgiden yazık değil mi minik bülbüle. Bir de gece beni uyutmak için annemin okuduğu küçük aslancık şarkısı vardı:
Bir küçücük aslancık varmış
Bir küçücük aslancık varmış
Kırlarda koko koşar oynarmış
Kırlarda koko koşar oynarmış
Annesi onu çok severmiş
Babası onu çok severmiş
Sen benim ca ca canımsın dermiş
Sen benim caca canımsın dermiş
Aslan baba harpte vurulmuş
Aslan baba harpte vurulmuş
Küçük aslan köyden kovulmuş
Küçük aslan köyden kovulmuş


Bir de çocuk şarkısı olacak bu. Yazık değil mi aslancığa niye babası ölüyor? Niye küçük aslancık köyden kovuluyor? Anlayan beri gelsin. Ağla ağla içim çekilirdi valla.
Sonuncusu da babamın özgün hikayesi Ahtapot Kardeş. Zavallı Ahtapot kardeşle denizde hiç kimse arkadaş olmak istemezmiş. Ahtopat Kardeş yalnız başına denizde yüzermiş. Pis balıklar niye arkadaş olmazlardı onunla? Yazık değil mi minik Ahtapot Kardeşe?
Ühüüü ühüüü...


Niye böyle hikayeler anlatılır çocuklara? Yok Kibritçi Kız, Yok Kurşun Asker. Her biri ayrı trajedi...
Amaç ne anlamadım ki? Bak kaç yıl geçti aradan hala aklımda nasıl üzüldüğüm.

Hiç yorum yok: