13 Mart 2008 Perşembe

PÜF NOKTALARI 2

Hayatı kolaylaştırmaya dair püf noktaları verdiğim yazı çok beğeni topladığı için (yalanımı yiyim) devam ediyorum. Buyrun hayatınızı kolaylaştıracak birkaç ipucu daha.


Dirsek ve topuklarınızın sertleşmesini istemiyorsaniz, bir dilim limon ile ovun. Böylece yumuşacık olacaklardır. (Bunu denemek lazım. Gerçekten merak ettim şimdi işe yarayıp yaramadığını. Ama şunu söyleyebilirim ki geçen gün Kırlangıç markasının zeytinyağlı sabununu aldım. Hiç güzel kokmuyor ama şimdiye kadar kulladığım tüm sabun ve vücut jelleri içinde en iyisi diyebilirim. Ne varsa doğallıkta var. Cildim yumuşacık oldu. Sanki krem sürmüşüm gibi.)

Soğan, sarımsak kesmeden önce parmaklarınıza limon suyu sürerseniz, istemediğiniz kokulardan kurtulmuş olursunuz. (Bunu kesin demeliyim tabii yemek yaparsam :)

Kızartma kokularının bütün eve yayılmaması için yağın içerisine bir iki dal maydanoz atın.
(Maydanozdan nefret ederim. Bu yüzden de satın almışlığım yoktur. Evde de hiç bulunmaz. Şimdi ben ne atacağım yağın içine? Üstelik ben kızartma işini fritözde yapıyorum. Aynı şey onu içinde geçerli mi acaba?)

Gözlüğünüzün vidası çok çabuk çıkıyorsa vidayı takmadan önce, vidanın gireceği deliğe renksiz oje damlatın. Vidayı öyle takın. (Biz bu renksiz ojeyi kaçık çorapta kullanırdık. Hatırlıyor musunuz?)

Peyniri kolay rendelemek için, 15 dakika buzlukta bekletin.
(Hangi peynirden bahsediyor bu acaba? ben zaten peyniri gayet rahat rendeliyorum. Asıl çikolata rendelemek zor :P

Pamuklu giysilerinizin çekmemesi için ilk yıkamada bir gece soğuk suyun içerisinde bekletin, sonra yıkayın, çekmeyeceklerdir. (Benim giysilerim zaten hiç çekmiyor. Çünkü 40 dereceden daha sıcak suyla yıkamam. Demet bana bir kere demişti hiç bir kumaş türünü 40 dereceden fazla sıcalıkla yıkama diye. Onu dinliyorum.)

4 yorum:

Demet dedi ki...

Eskiden annelerimiz özellikle beyaz camasirlar kaynatirlardi ya da 80-90 derecede yikarlardi. Ama o zamanlarda üretilen kiyafetler daha dayanikli idi. Simdi tüketim toplumu olduk, her sezon gardroplar yenileniyor, her sezon yeni ayakkabilar, cizmeler, mantolar, pantolonlar gomlekler aliniyor. Bu sistemden dolayi ürünler bilerek ve isteyerek 'saglam' üretilmiyor. Istisna markalar mutlaka vardir ama genel durum bu ve malesef saglam uretilmedikleri icin yikama talimatinda soylenen yikama derecesine uyulmazsa ürün zannedilenden cok daha az süre hayatta kaliyor... Durum malesef bu :(

varol döken dedi ki...

benim de bütün kazaklarım çekti, daha kötüsü başka kazakları da yıkayıp onların da günahına girdim... püf noktalarında şöyle bir madde olabilirdi, paranızı lcd tv'ye yatırdığınız için, hurdaya atılacakken bu bana yeter dediğiniz 1980 model çamaşır makinesi kısa programda 7 saat, uzun programda 11 saat çalışıyorsa ne yaparız? buradaki püf noktası darty:) yeni çamaşır makinelerinde de bu 40 derece kuralı geçerli mi?

ayrıca üretmeden tüketmeyen tükenmeye mahkumdur:)

zeynep dedi ki...

40 derece kuralı her makinede geçerli varol bey. ama konu kazaksa onun özel yünlü programı, yün şampuanı var. program oldukça kısa ve ısı 30 derece:)

varol döken dedi ki...

benim için bu dünyada iki tip çamaşır vardır: renkliler ve beyazlar hatta onlar bile kendi içlerinde tam sayılmazlar, griler var mesela deterjan durumuma göre bazen beyazların bazen renklilerin içindeler, adı üstünde gri işte, kaypak renk ne olacak:) yün şampuanı da neymiş, ariele o kadar parayı boşuna mı verdik, akıllı moleküller diyor, anlayamıyor mu hangisi yünlü hangisi değil, oralara nüfus edemiyor mu? mahkemeye veririm ben öyle porcter& gamble'i, procter'ını ayrı yıkarım, gamble'ını ayrı...

bu arada benim emektar dün gece bir 6 saatlik çalışmanın ardından oldukça gürültülü bir bisle sahnelere veda etti:) yeni indesit'im vatana millete hayırlı uğurlu olsun, açılışa yün kazaklarınızla bekleriz efendim, tatlı olarak efervesan çiçek tableti veriyoruz:)