20 Ekim 2009 Salı

İki Yeşil Susamuru


Sallana yuvarlana okuduğum "İki Yeşil Susamuru" dün gece bitti. Kapağını açtığımda Çeşme Ayayorgi koyundaydım. Deniz o kadar güzel, güneş o kadar yakıcıydı ki başlasam da devamını getiremedim. Sonrasında kitabı tatile götürdüğüm gibi aynen geri getirdim. Hemen ardından çıktığım Belçika seyahatinde de bana eşlik etti kitap. Şaka bir yana ne çok yer görmüş (Çeşme, Kuşadası, Foça, Brüksel, Amsterdam, Lüksemburg). Bu sefer yorgun döndüğümüz yürüyüşler sonrası kısa yatak istirahatlerinde ve uzun otobüs yolculuklarında beni içine çekmeyi başardı. Bir hız okumaya başladım. İstanbul'a döndükten sonra okumaya devam ettim ama hızım kesilmişti. Çünkü başta ilginç başlayan konusu, sonrasında çok da tahmin edilebilir bir seyir izledi. Dün gece ise geldim sonuna. Keşke gelmez olaydım. Tamamen bir hayalkırıklığı... İlginç olmaya çalışırken arapsaçına dönen, havada kalan bir final...
Keşke okumasaydım demiyorum ama keşke böyle bitmeseydi diyorum. Benim için okunduğu dönem adına bana mesaj veren bir kitap oldu. Elime aldığım ve okumaya başladığım kitapların bana evrenin bir mesajı olduğunu düşünüyorum. O an ona ihtiyacım varmış ki gelmiş beni bulmuş bunca kitap arasından.

3 yorum:

zafer dedi ki...

Buket Uzuner kitapları biraz öyle maalesef.Sanırım yazar sona yaklaştıkça yazdığı kitaptan sıkıntı duyuyor ve bir sonuca hemen havale ediveriyor..
Bu arada Aşk'ın ömrü konusunda bazı araştırmalar yapılmış.Yolladığım link adresini kopyalayıp web sayfanızın adres satırına yapıştırıp tıklarsanız göreceksiniz.

http://www.haydi.net/kadin/kadin.asp?katID=37&id=1375

zafer dedi ki...

Aşk geçici bir hastalık zannımca.Aşk'ı sevgiye çevirebilen kazanıyor ve uzun yıllara birlikteliği sevgi sayesinde taşıyabiliyor.Anlık bir rüzgâr çarpılmışlığını sevgiye dönüştürüp kalıcı kılabilmek ise çaba gerektiriyor ki aşk'ın sabıra ve anlayış duygusuna yer vermeyen o üzerinizden tren geçmiş hali trenin geçiş hızıyla kısıtlıdır.Fakat vagonlar ne kadar ağırdan da alsalar geçip gideceklerdir ve bulutlardan inip gerçeğe eren baş gerçek sevgiyi arayacaktır "ben onu gerçekten seviyor muyum?" sorusunu kendinize sorduğunuz an aşkın bir eşiğe geldiği andır.Ya o eşikten geçer veya oraya takılı kalır..Aşkın ömrü bilinki çok kısadır.Kalıcı olan ise sevgidir !..

zeynep dedi ki...

Ne güzel yorumlar yazmışsın Zaferciğim. Senin gibi iyi edebiyat okuyucularının ve aşk-sevgi ikilemini çözmüş insanların yorumlarını her zaman görmek isterim blogumda. Sağolasın sevgiyle kal.