29 Ekim 2009 Perşembe

Mikropcan 2

Sevgili Mutlucan'ı ben de bir dönem kendi evimde misafir ettim. Annemlerde tadilat olduğu için bizde 1 ay kadar kaldı. Fırsat bu fırsat Nimbus'la tanışır, anlaşır, koklaşır dedim ama nerdeeeee? Nimbus önde, Mutlucan arkada, kıçına vura vura koşturuyordu benimkini evin içinde. Yıldızları hiç ama hiç uyuşmadı. Hiçbir evi yadırgamadığı gibi bizim evi de yadırgamadı Mutlucan, kendini evin kedisi ilan etti. Baş köşeye kuruldu oturdu. Tabii evin asıl kedisi de bu durumdan oldukça mutsuz oldu. İlk gece kütüphanemdeki kalemliği kırarak başlayan misafirlik macerası, camdan atlayıp evden firar etmeye kadar vardı.
Mutlucan bu, özgür ruhlu hayta kedi. Bizim 1. kattan atlamış bir şey mi? Annemlerin evi 3. kat, ordan bile 3 kere atladı. Aslında atladı mı, düştü mü orası muamma ama tek bildiğimiz bizim yüreğimizi ağzımıza getirdiği, kendinin ise burnunun bile kanamadığı. MAŞALLAH diyelim ne diyelim. Duramıyor hayvan durduğu yerde. Aşağıya atladıktan sonra da basıp gidiyor. İşin yoksa saatlerce ara dur onu. Yazlığa gittiği ilk gün de kaybolmuş gitmiş. Önce evi, sonra bahçeyi, sonra yan evin bahçesini tanıyayım durumu filan yok hayvanda. Maceraperest...
Güneş gözlü kedim diye sever annem onu. Yanayakıla ararken onu karanlık köşelerde, önce gözleri selamlar annemi. İşte size mutluluğun resmi :)

...devamı yarın

2 yorum:

Binnur A. Ö. dedi ki...

anlatım da, kedi de co güzel :)

zeynep dedi ki...

ÇOK TEŞEKKÜRLER :)