Ne zaman yağmur yağsa tüm sümüklü böcekler yollara dökülüyorlar. Dün akşam annemlerden dönerken yine cümbür cemaat hepsi yollardaydı. Merdivenler, kaldırımlar sümüklü böcekten geçilmiyordu. Hal böyle olunca ben hiçbirini ezmemek için pür dikkat gözlerimi yollara diktim. Çünkü insan farkında olmadan üstüne basabiliyor ve o anda çıkan kırılma sesinin ardından çok pişman olabiliyor. En azından ben öyleyim. Oldukça sevimli bulduğum bu hayvanların benim yüzümden ölmesini istemiyorum. Benim için onlar da kuşlar gibi kedi ve köpekler gibi can taşıyan sevimli yaratıklar. Adlarında her ne kadar böcek kelimesi geçse de böcek değiller. Şeffaf gövdeleri ve antenleriyle oldukça da sevimliler. Zaten bu denli sevimli olmasalar koskoca Turkcell maskotu cello'yu yaratırken onlardan esinlenmezdi herhalde.
Dün gece yürürken o kadar dikkat etmeme rağmen birini ezdim. Çıkan ses oldukça sinir bozucuydu. Sonra aklıma şu geldi: Ben küçükken babam hayvanları sevmem için bahçedeki sümüklü böceklere bile cici yaptırırmış. Dedem de karınca yuvalarına şeker taşıtırdı.
Hayvan sevgisi çocukluktan öğretilen birşey yapmalarla, ellemelerle, ısırır, tırmalarla büyütülen çocuklar ileri yaşlarda ya hayvanlardan korkuyorlar ya da hayvanlardan tiksiniyorlar.
Hiç unutmuyorum bir gün bir arkadaşıma kedileri ne kadar çok sevdiğimi anlatıyordum. O da hayretle beni dinliyordu. Baktım kedileri pek sevmiyor. Aslında kedileri değil tüm hayvanları pek sevmiyor. Bırak kedileri ben sümüklü böcekleri bile çok seviyorum. Yolda gördüğüm zaman ezilmesin diye kenara koyuyorum dedim. Gözümün içine dehşetle baktı ve "yok artık seninki de psikolojik vaka" dedi.
Benimki mi yoksa onunki mi psikolojik vaka? Merhametsiz, şefkatsiz insanlardan oldum olası korkarım. Dedem derdi hayvanları sevmeyen insanları da sevemez diye. Küçücük, çaresiz, masum bir hayvana karşı duyarsız kalabilen bir insan bence herşeye ve herkese duyarsız kalabilecek kadar gaddardır.
Lütfen bu dünyayı bizimle beraber paylaşan tüm canlılara karşı biraz daha duyarlı olalım.
3 yorum:
ne kadar da güzel yazmışsın, ben de aynı fikirdeyim.
hayvanları sevmeyen insanları kafam almıyor, belki de onlar da bizim için öyle düşünüyorlar. ama bilmediğin tatmadığın bir sevgiyi nasıl sevmezsin? mantık dışı bir yaklaşım!sevginin istenilmemesi mümkün mü? onların sevgisini yaşamadan anlamaları mümkün değil, elbette ön yargısız yaklaşmayı öğrenmeleri şart.yazık diyorum bu insancıklara, hayvan sevgisini içinde hissedememişler!
Aman çok hoşsunuz.Bakın aynı konuda bir arkadaşımdan daha 3 gün önce bir yazı okudum.Fakat o sümüklülere Gray diyor.Şu adrese bakın..
http://crowsday.blogspot.com/
Teşekkürler bu güzel payaşım için zira benim gibi insanlar olduğunu görmek ne güzel...
Yorum Gönder