26 Ağustos 2009 Çarşamba

Bu Yazın Şehir Efsanesi

Bu yaz tüm gazetelerin magazin köşelerinde şöyle bir haber vardı: Süreyya Yalçın 50 bin dolara Türkbükü'nün en poplüler mekanı Lola Beach'de loca kapattı.
Türkbükü'ne gittiğim ilk gün iskelede oturmuş, denizi içime çekiyordum ki denizin üstünde bir sal dikkatimi çekti. Üstü sallarla kaplı bu salı daha önce hiç görmemiştim. Hemen sordum bu nedir diye. Beklenen cevap çok geçmeden geldi. Süreyya Yalçın'ın 50 bin dolar vererek kiraladığı loca bu. Yok artık canım dedim. Yüzen loca mı kiralamış? O kadının yüzmekle işi olmaz ki. İşi gücü güneşlenmek, sallına sallına yürümek değil mi?

Efendim Lola Beach'den kiralamış ve buraya çektirmiş sözüm ona. Bizim koya yeni açılan Su Teras Beach'in önüne. Valla ben onların yalancısıyım. Ama çok meraklıyım ya. Hemen atladım suya, yüzdüm vardım salın yanına. Burdan göründüğü kadar yakın değil bakmayın. Ben büyük çıksın diye zoom yaptım. Yüzdüm yüzdüm... Gülmekten su yutuyordum :)
Birkaç beyaz minder ve tahta bir masadan başka hiçbir şey yok üstünde. İstersen çık 5 dakika nefeslen. Başka da hiçbir işe yaramaz. Bence kimse de onu kiralamaz. Kaldığım 9 gün boyunca da benim gibi meraklılar dışında hiç kimseyi görmedim üstünde. Efendim istersen akşam üstünde yemek yiyebiliyormuşsun. Garsonlar motorla taşıyorlarmış yemekleri. Çok komik değil mi?
İllahi bu sosyetikler gerçekten bu kadar komik mi yoksa bunlar paparazzilerin uydurduğu şehir efsaneleri mi?

Hiç yorum yok: