2 Ekim 2009 Cuma

Günübirlik Amsterdam Turu

Brüksel'de kaldığımız 6 güne 2 farklı ülke daha sığdırdık: Hollanda ve Lüksemburg. Her ikisi de Brüksel'e 2 saat mesafede. Yani İstanbul'dan Tekirdağ'a gider gibi Brüksel'den Amsterdam'a gidiyorsun. Ülke değiştirirken de ne vize soran var ne pasaport. Aynı şehirlerarası yolculuk gibi sadece tabelalardan ülke değiştirdiğini anlıyorsun. Serbest dolaşım işte böyle güzel bir şey. Şu Schengen vizesini çıkarmaları ve para birimini tüm Avrupa ülkelerinde Euro'ya çevirmeleri pek güzel oldu. Elini kolunu sallaya sallaya gezindir dur. Sabah Belçika'dasın öğlen Hollanda'da, akşam yeniden Belçika'da.
Amsterdam'a trenle gitmek mümkün ama biz tur aldık. Sabah dokuzda şehrin merkezinden kalkan tur, rehber eşliğinde sizi Amsterdam'a götürüp getiriyor. 12 saat süren bu turun kişibaşı ücreti 50 Euro ve buna sadece ulaşım ve rehberlik hizmeti dahil. Amsterdam oldukça ilginç bir şehir. Bence mutlaka görülmeli. Biz fazla gördük sayılmaz ama 3-4 günlük bir bayram tatilinde gidilecek yerler listeme aldım ben. Bir şehirde birkaç gün kalmadan, o şehrin ruhu anlaşılmıyor bence. Ben şehirleri insanlara çok benzetirim. İlk izlenim önemli tabii ama sevmeniz ve benimsemeniz için biraz zaman geçmesi gerekiyor. Bazı şehirler yaşadıkça seviliyor, bazılarına ise insanın kanı hemen kaynıyor. Brüksel çabuk benimsenebilecek şehirlerden, kolay, düzenli, temiz, nezih... Amsterdam ise İstanbul gibi karışık, kalabalık, kaotik...
Amsterdam' adım atar atmaz kanallarda bir tekne gezisi yaptık. Yaklaşık bir saat süren bu tekne gezisi sayesinde şehri kabaca görmüş olduk. Amsterdam bir çeşit kanallar şehri. Kuzeyin Venediği denebilir. 135 kanalın üstünde 1200'den fazla köprüye sahip ve kanallarda ciddi bir tekne trafiği var.Ama bence en ilginci kanalların üstündeki meşhur kanal evleri. 1600 yıllardan bugüne uzanan bu yüzen evler, Amsterdam'a ayrı bir özellik katmış. Tekneyle evlerin dibinden geçiyorsunuz. Kimi evler çok eski, kimi çok yeni. Kimi çok salaş, kimi ise oldukça zevkli. Ama hepsinin ortak özelliği bu evlerin şu anda çok pahalıya satılıyor olması. Zaten Amsterdam'da ciddi bir yer sıkıntısı var. Kanal evlerine de zamanında sırf bu nedenden dolayı izin verilmiş. Binaların cepheleri de oldukça dar ve hepsi bitişik nizam.Amsterdam tam bir bisiklet şehri. Katlı bisiklet otoparkındaki binlerce bisikleti yanyana görünce şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum. Meğerse burda insanlar işe giderken bile takım elbiseli olmalarına rağmen bisikleti tercih ediyorlarmış. Ben hiç bu kadar bisikleti bir arada görmedim.Hollanda'daki Coffeeshop'lar küçük miktarlarda Hint keneviri satma izinine sahip. Sanırım bu miktar 5 gramla sınırlı. Alışkanlık yaratan eroin tarzı maddelerin satılması ise kesinlikle yasak. İnsanlar buralarda kahve içer gibi ot çekiyorlar. Özgürlüğe bakar mısınız?Hollanda çılgınların şehri, her şeye karşı toleranslılar. Red Light District'te şehrin göbeğinde envai çeşit kadın, kırmızı sokak lambalı evlerin vitrinlerinde kendilerini sergileyip satıyorlar. Siz de müze gezer gibi aralarında dolaşıyorsunuz.

Not: Red Light District fotoğraf çekmek yasak olduğundan yukarıdaki fotoğraf temsilidir.

5 yorum:

zapere dedi ki...

Gezip örmek hoş birşey fakat sonunda sıkıcı değil mi başkalarının yaptığı yerleri görmek.. :)

zeynep dedi ki...

Başkalarının yaptığı derken...
Benim yaptığım bir yapı yok ki...
Elim mahkum başkalarının yaptıklarına bakacağım :)

zapere dedi ki...

Yanlış ifade etmişim haklısınız..Bizim mimarimizi kasdetmiştim.Mesela eski Türk evleri,mesela Muğla evleri,Safranbolu,Karadeniz Bölgesinde de ilginç evler var.Avrupa evet çok düzenli fakat bu yapay disiplin çok sıkıcı geliyor bana açıkçası.Sanırım oralarda yaşayanlar için de böyledir..Sonra tabiat harikaları(doğal mekanlar).Ve evet salaş olsa da bir deniz kenarındaki meyhaneden gece resimleri mesela..Şehir resimlerine tercih ederim açıkçası..Siz Trakyalı mısınız?

zeynep dedi ki...

Kendi ülkemi ve kendi ülkemde gezmeyi çok seviyorum ama biz süper zevksiziz.
Her araba yolculuğumda bunu bir kez daha düşünüyorum. Bir yerden başka bir yere giderken geçtiğim köyler, kasabalar, şehirler nasıl da içler acısı. Bu kadar güzel bir coğrafyada bu kadar muhteşem bir tarihi mirasın içine ancak bu kadar edilebilirdi diye düşünüyorum.

zapere dedi ki...

Bunda haklısınız fakat eskiden böyle değildi.Bizde politikacılar yüzünden bu durundayız.Zamanla düzelecektir.Tabii önce yeni bir politikacı nesli gelmeli.. :)