27 Temmuz 2009 Pazartesi

Gözünü Sevdiğimin Ege'si

Hafta sonu tüm Türkiye sıcaktan kavruldu. Cumartesi günü yılın en sıcak günü olacak dediler. Hemen aklıma deniz düştü. Eee geçen hafta siftahı yaptım. Hevesim kursağımda kaldı. Bu Cumartesi de adaya gideyim dedim. Adalara ulaşım çok kolay. Kabataş'tan bindin mi deniz otobüsüne yarım saate adadasın. Ordan da plajlara ücretsiz motor kalktığını okudum. Ohh dedim evde mi durulur bu sıcakta. İnternette kısa bir sörf yaptıktan sonra Büyükada Yörükali Plajı'nda karar kıldım. Klimalı deniz otobüsü yolculuğunun ardından motorla püfür püfür ağzımız kulaklarımızda vardığımız Yörükali Plajı'nda, hüsranla karşılaştık dersek yeridir. Bir deniz ki balçık, bir tesis ki harabe, bir insanlar ki ucübe. Bir de üstüne 20 TL giriş ücreti istiyorlar. İnternette gördüğüm fotoğraflarla yakından uzaktan alakası yok. Annem bu denize girilmez dedi kestirdi attı. Motor yeni yolcular almak üzere geri döndü, biz de plaj çantamızla kalakaldık. Hızlıca düşündük ne yapabiliriz diye. Bu plaj böyleyse Prenses Koyu da aynıdır çünkü o da birazcık ilerde dediler. Meğerse rüzgar esmiş böyle olmuş. Pöhh pöh... Rüzgara göre ancak adanın diğer tarafındaki plajlar iyi olabilir bugün dediler. Adanın diğer tarafında Nakibey Plajı var. 5 sene önce gitmiştim. Yine tavsiye üzerine gittiğim plajda deniz girilmeyecek kadar pis olunca faytoncu bizi Nakibey'e götürmüştü. Evet itiraf etmeliyim ki daha iyiydi. Ama kötünün iyisi denen cinsten. O gün denizanası korkumu yendiğimi hatırlıyorum. O kadar çoktular ki üstlerine basarak çıkıyordun denizden. Bir anda yüzlerce binlerce denizanasının içinde kalınca insan yeniyor korkusunu. Neyse biz geldiğimiz motorla iskeleye geri döndük. Ve bu ücretsiz motor gezisinin keyfini çıkararak Polyannacılık oynadık. Büyükada'yı karadan çok gezdim, denizden gezmek de güzelmiş. İskelede bir motordan indik diğerine bindik. Bu sefer adanın diğer tarafını dolandık motorla. Ahh ahh ne güzel evler varmış diğer tarafında hayran kaldım. Evler güzel de deniz sadece bakmalık, giremedikten sonra ne kıymeti var bilmem. Nakibey bakmış denizanalarıyla başa çıkamıyor, akıllılık etmiş ağ germiş denize. Yosunlara, balıklara ve denizanalarına giriş yok. Bize ise giriş 25 TL. Napalım hava sıcak, bu kadar yol gelmişiz girdik içeri. Yeşil suda yüzdük, yine de bu sıcakta serin sularda olduğumuza şükrederek. Kitap okuduk, deniz havası aldık. Sonra da geldiğimiz gibi evimize döndük. Şimdi burdan çıkarılacak sonuç şu: İstanbul'da deniz bitmiş. Denize çok girmek isteyenler biraz kassın ve Kilyos'a gitsin derim ben. Ayrıca deniz Ege'dir. Üstüne tanımam.

Not: Fotoğrafdaki plaj Büyükada-NakiBey Plajı

2 yorum:

sedaca dedi ki...

merhaba,
biz de haftasonu adaya gidelim diyorduk
tereddüt ettim şimdi, gitmesek mi acaba ?
çok mu kötü deniz

zeynep dedi ki...

Adalar çok güzel ama denizi aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değil. Geçen hafta sonu 25 TL para vererek girdiğimiz özel plajda bile annem denize kafasını sokmak istemedi o kadar diyeyim size. Bence bir de Solar Beach yazımı okuyun. Oraya giriş 30 TL ama 5 TL'den çoook daha büyük bir fark var ikisi arasında.