23 Mayıs 2008 Cuma

GEYİKLER LANETLER


Festivaller geçiyor güzel şehrimden. Yılın en güzel zamanı. Gün olmuyor ki bir yerde bir festival, bir konser, bir etkinlik olmasın. Herkese göre, her zevke göre bir şey var. Yeter ki gitmek iste. Ne partiler bitiyor, ne şenlikler... Geçen Cumartesi akşamı Beyoğlu'ndaydım. İstiklal Caddesi'nde yürürken dedim ki kendi kendime dünyanın başka hangi şehrinde gece hayatı bu kadar renkli olabilir. Benim bildiğim hiçbir büyük Avrupa şehrinde yok böyle bir şey. Gece-gündüz kalabalık, yaz-kış dolu bu İstiklal Caddesi. O kadar çok cafe, bar var ki saymak mümkün değil. Herbiri ayrı telden çalıyor ve herbiri de dolu. İnsanlardan yürünmüyor ara sokaklarda bile. Üstelik 19 Mayıs nedeniyle bir sürü insan da güneye kaçtı. Gece hayatı nedeniyle Bodrum'u tercih edenler bir de buranın halini görsün diye geçirdim içimden. Var mı buradan daha güzel bir gece hayatı başka bir yerde? Bir de tiyatro festivali coşkusu sardı şimdi Beyoğlu'nu. Değmeyin keyfime :) Dün akşam festivaldeki ilk oyunumu izledim. İtalyan Arca Azurra Teatro'nun çok güzel bir "Geyikler Lanetler" yorumu. Murathan Mungan'ın müthiş eseri. Oyun zaten masal gibi şiir gibi. Bir de İtalyanca olunca melodik olmuş, tadından yenmez. O kadar yakışmış ki İtalyanca bu kadar olur. Valla kulaklarımın pası gitti. Oyun aldı beni götürdü çoook uzaklara. Zamansız, mekansız diyarlara. Ruhumu okşadı resmen haz verdi. Murathan Mungan sahneye çıktığında ellerim patladı alkışlamaktan. Bu kadar mı güzel yazılır kardeşim. Oyuncular da o kadar anlam kattılar ki sözlerine, o kadar yaşadılar ki içlerinde. Abartısız, çok temiz bir iş çıkardılar. Göremeyenler için üzgünüm bir tekrarı daha yok.

17 Mayıs 2008 Cumartesi

BU MUDUR?




Nil Karaibrahimgil - Bu Mudur?

Aşk...
Kalbim vurulmuş mudur?
Ça çarpıp durmuş mudur?
Bu Mudur?

Modern zamanlarda aşk
Yorulmuş mudur?
Bu Mudur?

Yanıp sönerken ne güzeldi
Ne güzeldi ne güzeldi
Kayıp giderken ne güzeldi
Ne güzeldi ne güzeldi
Aşk..
Senin kalbin boş mudur?
Çalsam evde kimse yok mudur?
Bu Mudur?

Modern zamanlarda aşk
Dibdidirırum budur
Bu Mudur?

Yanıp sönerken ne güzeldi
Ne güzeldi ne güzeldi
Kayıp giderken ne güzeldi
Ne güzeldi ne güzeldi
Aşk...
Aşk...
Nefesler tutulmuş mudur?
Atmosferde aşk yok mudur?
Bu Mudur?

Modern zamanlarda aşk
Buharlaşıp uçmuş mudur?
Bu Mudur?

Yanıp sönerken ne güzeldi
Ne güzeldi ne güzeldi
Kayıp giderken ne güzeldi
Ne güzeldi ne güzeldi
Aşk...



Nil'in şarkıları çok eğlenceli, bu aralar bunu dinliyorum. Orda burda söylüyorum. Klibini de koymak isterdim ama yine youtube kapalı. Bu nedir ya??? Birilerinin işi gücü yok. İkide bir youtube'u mahkeme kararıyla kapatıyor. Peki eline ne geçiyor acaba? Yani kapatarak yasaklayarak bir yere varılamayacağını ne zaman öğrenecekler acaba? Kimse Atatürk hakkında, Türk devleti hakkında, Müslümanlık hakkında ters bir söylemesin. Söylerse kendini hakim karşısında bulur. Bu mudur? Soruyorum bu mudur?

ZORU SEVİYORUM


Hayata karşı duruşu olan insanları seviyorum. Tabuları umursamayan, klişelerden uzak duran, kendi tarzını yaratan insanları... Ruhu çocuk insanları seviyorum yani kendi bildiğini okuyan, içinden geçeni yapan. Ele avuca sığmayan, çılgın insanları seviyorum. Kedi gibi kıçına kuyruk başına buyruk insanları... Zor insanları seviyorum, elde etmesi zor, anlaması zor, birlikte yaşaması zor insanları... Mazoşist değilim elbette. Annemin dediği gibi zor olan hayatı daha da zorlaştırma derdinde hiç değilim. Ama mücadeleyi seviyorum. Çabalamayı seviyorum. Keşfetmeyi seviyorum. Kolay olan beni çekmiyor. İş, aşk herşey için geçerli bu. Farklı düşünen insanları seviyorum. Daha doğrusu saygı ve hayranlık duyuyorum onlara. Ve bundan daha çekici bir şey yok benim için :)

7 Mayıs 2008 Çarşamba

DALGALANDIM

Evet bu günlerdeki bir diğer favori şarkım da bu.
Ben de bu aralar dalgalandım ama durulamadım maalesef :)

GRİPİN - DALGALANDIM DA DURULDUM

Ne olursun güzelim sevsen beni
Yar deyip de sinene sarsan beni
Bir gün öldüreceksin en sonunda sen beni

Dalgalandım da duruldum
Koştum ardından yoruldum
Binlerce güzel sevdim de
En son sana vuruldum

Yaktın yıktın kül ettin, erittin beni
Mecnuna döndürdün, mahvettin beni
Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni


6 Mayıs 2008 Salı

NASIL GEÇTİ 1 AY?

Son bir ay çok hızlı, çok inişli çıkışlı, her anlamda yoğun geçti. Başım döndü, midemlerde kelebekler uçtu, bazı günler uyuyamadım, bazı günler ağzım kulaklarımda dolandım. Çok çalıştım, çok gezdim. Kısacası son bir ayı dolu dolu geçirdim. Buraklar ziyarete geldi Almanya'dan, Burcu iş için geldi İzmir'den, Kaya fuara geldi Denizli'den. Misafirim boldu. Film Festivalini takip ettik Filiz'le, Büyükada'ya gittik iştekilerle. Burcu ile Boğaz yaptık. Buraklarla Beyoğlu. Gezdik içtik. Ohhh... İşler çok yoğundu sürekli bir telaş, sürekli mesai. Koştur koştur dur. Bir de üstüne geçmişten, 14 yıl önceden bir anı. Karıştım arap saçına döndüm. Sonra yeniden kendimi çözdüm. Şimdi yeni aya yeni heyecanlarla başlamanın keyfini yaşıyorum.