7 Eylül 2008 Pazar

TATİL 4. DURAK ŞİRİNCE

Oldukça geriden gelsem de bir kere yazacağım diye söz verdim ya. Hiçbir durağı atlamam lazım. 26 Temmuz Cumartesi sabahı, güzel otelimize veda ederek dönüş yoluna geçtik. Her güzel şeyin bir sonu var malesef. Sayılı gün hemen bitti. Odayı 12'de boşaltmamız gerektiğinden öncesinde Burcu'yla konuşmuştuk. Dönüşte nereye uğrasak diye. Şirince fikri Burcu'dan çıktı. Ben de hemen atladım çünkü adını çok duymuştum ve çok merak ediyordum. Burcu defalarca gitmesine rağmen benim için tekrar gidebileceğini söyledi. Sağol canım arkadaşım benim. İyi ki gitmişiz çünkü Şirince adı gibi şirin mi şirin eski bir Rum köyü. Tarihi mimarisini o kadar güzel korumuş ki şimdi dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ağırlıyor. Marmaris'ten Selçuk'a gelirken o kadar çirkin köylerden, kasabalardan, ilçelerden geçtik ki. Zevksizliğimiz bir kez daha içimi parçaladı. Bu kadar güzel bir coğrafyada bu kadar zevksiz bir mimari doku. Aman aman. Ruhumuzda yok herhalde. Rumların yıllar önce yaşadıkları şu küçük köyün sadeliğine ve sevimliliğine bakın bir de. Evlerin içi de bir o kadar güzel. Bazıları butik otel olarak hizmet veriyor, bazıları da cafe-restoran olarak. Bağları ve üzümleri meşhur olduğu için şaraptan geçilmiyor. Üstelik burada her meyvenin şarabını bulmak mümkün. Ben tatlı şarap sevmem ama tatlı şarap sevenlerin de aşık olacağı bir yer burası.
Bir de nefis gözlemeleri var ki, otlu olanını tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Gidin görün arkadaşlar memnun kalacaksınız. Ordan çıktıktan yarım sonra bizim yazlıktaydık. Yıllarca dibimdeki böyle bir güzelliği görmemişim ya ayıp bana. Ertesi gün Metallica konserinin şerefine öğle uçağıyla İstanbul'a döndüm. Beni tanıyanlar bilir. Normalde tatilimin son günü ve son saatine kadar denizi sömürürüm. Ama bu sefer konser var diye Pazar sabahı veda ettim Ege denizine. Akşam da Ali Sami Yen'de 3. defa Metallica konserindeydim.

Hiç yorum yok: